Ülkü Tamer / Duygu Kankaytsın

Ü

Derin Mavi Tilki / Ülkü Tamer

Sarı yapraklı, mavi kaplı defterler.
Çimenler sevgili bir kuşla çizilir koruda.
Bölersem üç çıkar, toplarsam tilki çıkar.
Sarı yapraklı, mavi aşklı defterler.

Bir derenin kâğıt-san kayığı.
Arkasından belki denize kadar bakmak.
Usansam evler çıkar, bakarsam tilki çıkar.
Sarı yapraklı, serçe kuşlu korular.

Kırağı çimenlerden beyaz yakama yağar.
Kara öğretmenler dolanır üstünde.
Beklersem tilki çıkar dere inince.
Sarı yapraklı, mor ibikli horozlar.

Bir kümes gürültüsü dersi bitirir.
Bir tilki dadanır, kümesi bitirir.
Sıçrarken tilkiyi dere bitirir.
Sarı yapraklı, sarı renkli yapraklar.

KARAR SESİNDE DERİN MAVİ TİLKİ / Duygu Kankaytsın

Şair kimliğinin yanında oyuncu, çevirmen, yayıncı, sinemacı ve şarkı sözü yazarı kimliklerini de taşıyan Ülkü Tamer aynı zamanda radyoya birçok oyun uyarlayan bir oyun yazarıdır da. Şairlerin yanında yazarlar, oyuncular ve müzisyenlerle de iç içe olmuştur. Robert Koleji onun yaşamında önemli bir yere sahiptir. İlgi alanlarındaki çeşitlilik Robert Koleji döneminde kök salmıştır ve onun ilerleyen dönemlerindeki çalışmalarında da etkisini sürdürmüştür. Murat Belge Şairaneden Şiirsele’de, ondaki bu zenginlik için: “Man of Letters” (Yazın Adamı) deyimi Ülkü Tamer için uygundur. Edebiyatın içinde -ama hep edebiyatın içinde- çeşitli sıfatlarla konumlarda görürüz onu.” demiştir. Tamer edebiyatın içinde çeşitli disiplinlerde rol almıştır. Farklı ilgi alanlarım dolayısıyla ben de Tamer’le çokça karşılaştım. Oyun yazarlığı, radyo oyunu uyarlamaları yaparken ondaki yapma-eyleme halinin çeşitliliği ve enginliğini çok daha iyi anladım.

 

Şair Ülkü Tamer, şiirlerinde bir yere tekrar geri dönme arzusu-halesi içinde ilerlemiştir. Kalabalıktan sessizliğe, kentten-köye ‘kaçış’ onun şiir tarihini oluşturan önemli etmenlerdendir. Metinlerindeki biçimsel denemeleriyle formdaki gücü beslendiği oyunlar ve çevirdiği şiirlerle ilgili olduğu kadar ‘kaçış’ izleğinin de etkisi vardır. Tamer, İkinci Yeni’nin içinde farklı bir ses, ritim, imge anlayışı oluşturmasıyla iz bırakır. Emine Selcen Bekmezci, Tamer üzerine yazdığı doktora tezinde, özellikle doğa ile birey ilişkisini şiirlerinde irdeleyen şairin, ölüm ve umutsuzluk odağında şiirler yazdığını, bunun üzerine düşündüğünü belirtir. İkinci Yeni’den uzaklaştığı zamanlarda ise oradaki biçimden kopamamıştır. Eleştirmenlerce Tamer’in şiiri iki dönemde ele alınır. İlk döneminde birey ve kaçış teması izleğinde ilerlerken, ikinci döneminde küçük toplumsal eleştirilerin izinde halk şiirine yaklaşır ya da biraz daha yaklaşmıştır.

 

“Derin Mavi Tilki” şiiri, şairin ilk dönemine ait Soğuk Otların Altında kitabından kendi özgül ağırlığı içinde değerlendirebileceğimiz bir şiirdir. Uzak çağrışımlara dayalı, bir konuyu anlatmadan, öğretici tonu olmadan, sisin arkasında olanı biz okurlara bıraktığı şiirdir.  Okuru çeken bu ve benzer şiirlerdeki ‘buluş’lardır. Şairin ‘buluş’ları elbette bir duygunun daha doğrusu bir duyuşun arkasındakileri anlatır. Bu şiirde olduğu gibi ‘tilki’ metaforuyla okuru oyunsu bir atmosferin içine sokar. Atmosferi belirleyen mekân, zaman, kişiler ya da haller herkese göre değişkenlik gösterebilirken herkesi tilki anaforuna çeker. Şairin oluşturduğu şey soyuttan somuta varan bir halin imgesidir. Soğuk Otların Altında’yı da düşündüğümde korumak istediği mahremiyeti doğanın içinde arayan bir sestir.

 

Öte taraftan, büyük lafların peşindeki şiirlerde yapılan tekrarlar ya da ses tekrarları bazen zorlayıcı olmaktadır. Despotik uyarıları, yönlendirmeleri dinliyormuşsunuz hissi verirler. Tamer’in “Derin Mavi Tilki” şiirinde yapılan ses tekrarları itici bir his bırakmadığı gibi naif bir müziğin tınılarını duyumsatır. Şairin bu tarzda yazdığı çoğu şiirinde de müziğin duyurduğu içtenlik bir sahicilik taşır. O bakımdan bu şiirin rahatlıkla naif bir müziği olduğunu söyleyebilirim. “Bölersem üç çıkar, toplarsam tilki çıkar.”, “Usansam evler çıkar, bakarsam tilki çıkar.”, “Beklersem tilki çıkar dere inince.”, “Bir tilki dadanır, kümesi bitirir.”, “Sıçrarken tilkiyi dere bitirir.” dizeleri her bir okur için farklı çağrışımlar yaratabildiği gibi “karar sesi”nde buluşurlar da.

ÜLKÜ TAMER

(20 Şubat 1937, Gaziantep – 1 Nisan 2018, Bodrum, Muğla)

Şiir

  • 1959: Soğuk Otların Altında
  • 1960: Gök Onları Yanıltmaz
  • 1962: Ezra ile Gary
  • 1965: Virgülün Başından Geçenler
  • 1966: İçime Çektiğim Hava Değil Gökyüzüdür
  • 1974: Sıragöller
  • 1981: Seçme Şiirler
  • 1986: Antep Neresi
  • 1986: Yanardağın Üstündeki Kuş (toplu şiirler)

DUYGU KANKAYTSIN

İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü, Dramatik Yazarlık-Dramaturgi Ana Sanat Dalı’ndan mezun olduktan sonra aynı üniversitenin Güzel Sanatlar Enstitüsü Sahne Sanatları Anasanat Dalı’nda “Performans Metni Olarak Sevgi Soysal’ın Tutkulu Perçem Öyküleri” başlıklı teziyle yüksek lisans ve “Çağdaş Batı Tiyatrosu’nda Oryantalist Eğilim” başlıklı teziyle doktora derecelerini aldı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde 2021-2022 döneminde öğretim görevlisi olarak Dramaturgi, Dünya Tiyatro Tarihi, Türk Tiyatro Tarihi dersleri verdi. Şiirleri, edebiyat ve tiyatro incelemeleri, makaleleri çeşitli dergi ve ortak kitaplarda yer almakta. DEKAUM I. Kadın Araştırmaları Sempozyu­mu’nda Düzenleme Kurulu üyesi olarak görev aldı. Cemil Kavukçu’dan uyarladığı Avludaki Tren adlı radyo oyunu TRT Ankara Radyosu’nda yayınlandı. Jiyan adlı oyunu ile Suat Taşer Ödülü Kısa Oyun Yazma Yarışması’nda “Sahne­lenmeye Değer Oyun” ödülünü aldı. Balad Şiir Vakfı “Gülten Akın Şiir Ödülü”nde jüri üyesi.

 

Kitapları:

Şiir: Hayatçağıran (Şiirden Yay., 2013), Rağmen (Kırmızı Kedi Yay., 2018).

İnceleme: Sanatın Gölgedeki Kadınları (Ö. Belkıs ile, Ayrıntı Yay., 2018),

İncelikler Tarihi (A. Susam ile, Yapı Kredi Yay., 2022).