FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL / İlker Şaguj

F

VERASET / Faruk Nafiz Çamlıbel

 

Ninem beş yüz altına satılmış bir esirdi,
Dedem beş yüz altını sayan bir derebeyi:
Köpek kanı, kurt kanı biri birine girdi,
İkisinden meydana çıktı bir kurt köpeği.

İki zıt cevheri var nabzımda vuran kanın,
Biri elpençe duran, öteki durduranın.
Duygum sana taparken düşüncem bir hayvanın,
Sırtında bir kadınla aşar karşı tepeyi.

Ben ninemden muhabbet, dedemden kin almışım,
Çini bir kâse kadar başkadır içim, dışım.
Elini öpmek için yalvarsa da bakışım,
Isır diye tepinir gözlerimin bebeği…

Veraset / İlker Şaguj

Faruk Nafiz Çamlıbel’in Veraset şiiri üzerine söz almadan önce şiirimizin güçlü kalemlerinden olan şairi saygıyla anıyorum. Köle ticaretinin dünyanın en kârlı ticaretlerinden olduğunu biliyoruz, kölenin üzerinde her türlü hak sahibi olmayı cinsellik üzerinden işliyor Faruk Nafiz ve iki farklı soydan gelen bir başka soy olarak şiirin öznesini öne atıyor, bunu Rimbaud’nun kendini barbarların, aşağılıkların soyundan görmesi gibi karanlık bir havada anlattığını gördüğümüzden ister şiire ait bir özne ister şairin kendisi olarak düşünebileceğimiz bir kurt köpeği var karşımızda.

Rimbaud’nun barbar, aşağılık, ayak takımından olmayı yücelttiği gibi Faruk Nafiz’in köleliği yücelttiği söylenemez ama onu bir cevher olarak gördüğünü şiirin ikinci dörtlüğünde görüyoruz. Bir yandan kurtluktan gelen gücü bir yandan köpeklikten gelen sadakati, boyun eğişi ele alırken aşkı, cinselliği ve başıbozukluğu da anlatır. Şiirdeki karanlık hava duygulardan gelirken yırtıcılık akıldan gelir. Şiir boyunca sürdürülen gerilim başıbozukluk, yırtıcılık, aşk, cinsellik gibi ögeler arasındaki geçişlerle sağlandığı için içimizi ürperten ve bizi kendine çeken bir şey olarak karşımızda durur.

Şiirdeki ikilik aidiyetini şaire veya şiirin öznesi olan o herhangi şeye yorsak da aslında vardığımız yer insandaki zıtlıklar ve tutarsızlıklar, yani insandır. Şair bunu tüyler ürpertici bir biçimde anlatarak insanın ve eylemlerinin ne kadar hayvani olduğunu açığa vurur. Açığa vurmanın yanı sıra bunu içimize işler, belki de unuttuğumuz bir şeyleri bize hatırlatır. Bu iki zıtlık arasındaki gerilimde kendimizi bulduğumuzu sezdiğimizde şiirdeki kurt köpeği bizi kendine daha da çeker, hatta bir yerden sonra o kurt köpeğiyle özdeşleştiğimiz için artık soydaşızdır.

Şiiri bir kişilik bölünmesi vakası olarak da okuyabileceğimizi düşünüyorum. Kişiliklerden biri her an kontrolü ele geçirebilir diğeri her an uykuya dalabilir. Bunun kontrolününse öznenin elinde olmadığı yine açık ediliyor. Bu nedenle şair, en başından itibaren ortaya çıkardığı gerilimi sonlandırmak yerine gücünün doruk noktasına ulaştığı yerde kesiyor ve böylelikle doruk noktasında kesilen gerilim içimizde kaldığı yerden devam ediyor.

FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL

18 Mayıs 1898’de İstanbul’da doğdu. 8 Kasım 1973’te Akdeniz’de seyreden Samsun gemisinde yaşamını yitirdi. Türk şiirinde “hecenin 5 şairi” diye bilinen şairlerden biri.

İLKER ŞAGUJ

İlker Şaguj (Hatay, 1989) Şiir ve yazıları birçok dergi, fanzin ve internet sitesinde yayımlandı. Mehmet Mümtaz Tuzcu’nun Dönüşsüzün Selinde kitabına hazırladığı sözlüğün yanı sıra Metin Eloğlu, Mustafa Irgat, Hulki Aktunç, İsmet Özel gibi şairlerin bütün şiirlerini tarayıp sözlükler hazırladı. Alda Merini, Amelia Rosselli, Giuseppe Ungaretti, Salvatore Quasimodo, Andrea Zanzotto, Cesare Pavese gibi şairlerden çeviriler yaptı.